21 Eylül 2008 Pazar

ŞEYH MUHAMMED DİYAUDDİN (KS) HAYATI

Asıl adı Muhammed Diyauddin.Seydayi Taği'nin oğludur.Hazreti Sani lakapları olur (Hazreti evvel de Mevlana Halid'dir) Bu lakabı kendilerine mürşitleri şeyh Fethullah verir. Hicri 1275 yılının ocak ayında bir pazartesi günü öğleden sonra dünyaya gelirler. Doğum yerleri İsparit bucağına bağlı Usp köyüdür.İlme önce, babalarının yanında başlarlar. Sonra da şeyh Ahmedi Taşkese'nin yanında devam ederler. Nihayet amellerini de babalarının yanında devam ettikleri halde hem ilimde hem amelde son mürşitleri olan şeyh Fethullah'ın yanında icazet alırlar.İlk mürşitleri Seydayi Taği. Fakat Seyda yolun yarısında dar-ı Bekaya göç ederler. Son anlarda yatakta uzanmış bulunan babalarının başında hazret hüngür hüngür ağlıyor, Seyda sorar:"Oğlum neden ağlıyorsun?"Cevap: "Niye ağlamayayım ki, büyük bir tüccar vefat ederken oğluna hiç miras bırakmazsa, oğlu ağlamasın da kim ağlasın?" Seyda: "Merak etme evladım. Seni şeyh Fethullah'a ısmarladık. Onun yanında kendini tamamlarsın." der ve orada bulunan şeyh Fethullah'ı çağırarak oğlunu bizzat ona teslim ederler. Hazret'de tarifsiz bir sevinç...Hazret yedi yıl kadar şeyh Fethullah'ın yanında amel eder. Sonunda da daha mürşitleri sağlıklarında kendisine irşat izni verilir ve gelsin ilk on yıl... Mürşitlerinin vefatlarından sonra da tam yirmi dört yıl dini tedrisat ve irşatla meşgul olmuş...şeriata tavizsiz bağlılığı dillere destan ve yaşadığı devrede çıkan 1. dünya savaşı... Bu savaşa katılışı bile ilginçtir. şöyle ki; Ruslar doğu sınırından yavaş yavaş yurda sokulurlar herkes cihat hazırlığında... Hazrete de hazırlanması için haber gelir. 0 devrelerde askerlik yapmayanlar için belirli bir miktar para ödendiğinden Hazret hemen evinin ve medresesinin ekonomik işlerini kendisine verdiği, yeğeni olan şeyh Ma'sum'u (Bu zat ªeyh Ma'ºuk Efendi'nin babasıdır.) çağırır ve sorar: "Burada kaç öğrencimiz var?" ".......... kadar." "Her birinin ücretini hazırla ve gönder. ªimdilik cihada gidilmeyecek!" Bir anda para hazırlanır ve gönderilir. Ardından soğuk ve kıtlık baº gösterince, Hazret, tüm öğrencileri memleketlerine gönderir. Bir müddet sonra da Ruslar daha fazla yaklaºırlar. Artık Bitlis bile kaygı altında bu esnada Hazret, ªeyh Ma'sum'u tekrar çağırır ve der: "Tüm öğrencilere haber sal hepsi toplanıp gelsin. Cihada çıkacağız." ªeyh Ma'sum: "Ama efendim onların paralarını göndermiºtik. Onlar mecbur değil." ݺte burada Hazret Kur'an'a olan harikulade bağlılığını gösteren cevabını verir: "Evladım, ilk emri Kur'an'ın cihat ayetlerine ittiba olsun diye vermiºtim. Bilmez misin ki tüm cihat ayetleri önce mal ile sonra canla cihadı emreder. ªimdi sıra canımıza geldi." der. Ve bir anda bütün öğrenciler toplanırlar. Artık Hayye Alel Cihad...0 sıralarda tüm büyükler yetiºtirdikleri ile birlikte cephede... Bir yerde Üstad Bediüzzaman, bir yerde Hazret ve ªeyh Said (Palulu) aynı cephede emperyalizmin bir baºı olan Rus ayısı ile göğüs göğüse... Bu cihatta bir olayı ªeyh Said savaºtan çok sonra Varto'ya gelince anlatır. ªeyh Said Vartoya gelince orada Hazretin vefat haberini alır. Çok üzülür ve ºöyle der: "ݺte hakiki ªeyhlerden biri bu idi vefat etti, biz onunla aynı cephede Ruslara karºı cihat ederken yemin ederim ki her namaz vakti geldiğinde Haydi arkadaºlar namazımızı cemaatle kılalım ve her ikindiden sonra yine haydi arkadaºlar cemaatle hatmemizi yapalım der ve hep beraber hem namazımızı kılar hem de hatmemizi yapardık. Hazrete: "Efendim cihattayız. Namaz cemaatle olmasa, hatta hatme bile olmasa olur." denilince kendisi;"Hayır Cihat ayrıdır, bu vazife ayrıdır. Biz hem cihat ederiz, hem vazifemizi yaparız." derdi.0 sıralarda bir yerde arkadaºları ile beraber bir top mermisi bulurlar. Onunla uğraºırken mermi patlar ve hazretin bir kolu kopar. Ondan sonra artık tek kolla hayatının sonuna kadar İrºat ve tedrisata devam ederler...Bu savaºta Hazretin kardeºlerinden Muhammed Said ºehit olmuºtur. Bu olayda da Hazret'in takındığı tavır çok ilginç olduğundan yazmayı uygun gördük. Hazretin yeğeni ªeyh Ma'sum anlatıyor: "Savaºın ºiddetli günlerinden birinde bir akºam vakti bulunduğum cepheye amcam Said ve bir takım süvariler geldiler. Nereye gideceksiniz? diye sorduğumda amcam: "Müslümanların filan köyüne düºmanın baskın haberini aldık. Oraya varıp. halkı dıºarıya çıkaracak ve orayı müdafaa edeceğiz demiºti. Bense amcamın düºmandan asla kaçmayacağım bildiğimden ona: "Amca, sen burada kal, orayı müdafaaya ben gideyim." dedimse de dinlemedi. 0 soğuk gecede gittiler, yatsı vakti düºman köyü basmıº, savaº göğüs göğüse... Nihayet amcam düºmanın kurºun yağmuru altında ºehit olur. Arkadaºları cesedini oradan kaçırırlar. Sabah erkenden ªehadet haberini aldım. Ben ve birkaç arkadaº hızla oraya giderken bir yandan da amcam Hazret'e haber yolladım. Artık güneº iyice yükselmiºti. Amcam ve birkaç adamı uzaktan göründü. Onları karºıladım. Amcam; "Ma'sum, Muhammed Said ºehit mi oldu? Evet dedim, "Önden mi arkadan mı vuruldu?" önden, cevabını verince sevindiler ve cesedin üzerine giderek baktılar ki, tüm kurºunlar önden, o anda Allah'a (CC) hamdolsun demek ki, kardeºim düºmandan kaçmayıp hakiki ºehittir ve seydazadeler bir ºehit verdikleri için Allah'a (CC) ºükürler olsun." diyerek bizi teselli ettiler.Norºin'de o kadar mükemmel bir islami hayat tesis ettirmiºlerdi ki, herkes onlara hayran... Üstad Bediüzzaman Risalei Nur' da İslam medeniyeti ile Batı medeniyetini ve medeni Mü'min ile medeni Kafir'in Suret ve siret, Zahir ve batın farklarını adeta körlere bile gösterecek bir ºekilde gayet mükemmel olarak anlatarak, İslam medeni anlayıºına örnek, Norºin'i gösterir. Ve der ki, "Eğer istersen hayalinle Norºin Karyesindeki (köyündeki) Seydanın meclisine git, bak. Orada fukara kıyafetinde melekler, padiºahlar ve insan elbisesinde melaikeleri bir sohbeti kudsiyyede göreceksin. Sonra Parise git. Göreceksin ki akrepler insan suretinde ifritler adem suretim almıº."(Arapça mesnevii Nuriye, Hubab risalesi. Türkçe Mesnevii Nuriyeden bu ifade çıkarılmıºtır.)Hazret yedi yıl kadar Garzan'da kalır, bu zaman sonunda oradan çıkmak ister. Bütün Garzan ayakta... "Bizi bırakıp nereye gideceksiniz?" Hazret: "Herhalde vefatımız yaklaºtı. İsterim ki, babamın yanında vefat edeyim ve orada gömüleyim." der ve giderler. Çok kısa bir müddet sonra da bir cuma günü sabah namazından sonra altmıº yedi yıllık dünya hayatına veda ederler. Tarih hicri 1342'yi gösterir...Hazret bir defa. evlenmiº ve bu evlilikten1- Fethullah (bu oğlu babasından bir hafta evvel vefat etmiº.), 2- Cemaleddin (Bu oğlu da babasından çok kısa bir süre sonra vefat etmiº), 3- Takiyuddun, 4-Nasiruddin, ve Ayºe isminde dört oğlu bir kızı olmuºtur.Hazret ardından 15 tane halife bırakır, bunlar:Molla Muhammed Emin (Melle mezin)Hacı Abdulkerim (Hizanlı)Bizim silsilemizin köºe baºlarından ªeyh Ahmedi Hazneviªeyh Mahmudi Karaköyiªeyh Muhammed Selim (Hezanlı)ªeyh Mahmudi Zokaydiªeyh Alauddini Verkanisi (ªeyh Fethullah'ın oğludur)ªeyh ªahabuddini Tih (Muº'un nahiyesi)(ªeyh ªahabuddinin oğlu) Molla UbeydullahMolla Halili Koğaki (Bulanığın Köyü)Molla Yusufi Hortªeyh Abdurrahmani Çoğreºiªeyh İbrahimi Abiri (Bulanığın Köyü)Molla Abbas (Bulanıklı)Molla Halidi Poğaºi (Reºadiye Köyü)Hazret çok halim, orta boylu gür sakallı idi

Hiç yorum yok: